Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” sözlerini eğitim kurumlarında slogan haline getiren Gıyasettin Bingöl, eğitim alanında yol alabilme gücünün evrensel ve bilimsel temeller üzerinde yükselmesi gereğini savunur. Eğitimin büyük bir sorumluluk olduğu bilinci ile her daim çok çalışmayı ilke edinmiştir. Bursa’da 30 yılda 250 bin öğrencinin geleceğine yön vermiş olmayı bir onur bilen Bingöl, Bursa’yı eğitim şehri yapma fikrinden yola çıkmış ve eğitime yatırımlarını bir vakıf üniversitesi olacak Mudanya Üniversitesi ile sürdürmektedir.



EĞİTİME SEVDALI BİR YÜREK

"Benim hikayemin başlangıcını 2 kelime anlatıyor aslında. Yokluk ve yoksulluk. Şartlar inanılmaz zordu. Köyümüzü yerle bir eden deprem bu zor şartları daha da ağırlaştırmıştı. Gelecek için önümüzde çok fazla seçenek de yoktu. Ya çobanlık yapacaktık ya da çiftçilik. Tabi önümüzde bir de eğitim seçeneği vardı ama buna köyümüzdeki çok kişi inanmıyordu. Benim hayattaki ilk şansım, dedemin isteği oldu. Dedem, babamdan beni okutmasını istemiş. 9 kardeştik ve dedemin o sözü üzerine benim okutulmama karar verildi. O istek, hayatımın kalan bölümüne yön verdi. Benim eğitim yolculuğum böyle başladı.

Okula başladım ama adı okuldu. Tek gözlü bir yapı, 1’den 5’e kadar bütün sınıflar aynı odada eğitim görüyoruz. Kış olunca evden getirdiğimiz odunlarla sobamızı kendimiz yakardık. Öğretmenimiz hangi sınıfla ders yaparsa, diğerleri başka şeylerle uğraşırdı. Ama tüm bu şartlara rağmen ben okumayı çok sevdim. Çok azimliydim. Çobanlık yaparken bile mutlaka elimde okuyacak bir şeyler vardı. Dedemin isteğini yerine getirmeliydim. Ortaokulda Muş’a gittim.

Sonra lise yılları. Liseye de Muş’ta başladım. Erzurum’daki arkadaşlarımın isteği üzerine kaydımı oraya aldırdım ve liseyi Erzurum’da bitirdim. Ben okurken hep çalıştım. İlkokulda, ortaokulda, lisede. Erzurum’da da kitapçılık yapmaya başladım. Lise bitince bir süre daha kaldım orada. Hayatımın dönüm noktalarından biri ve en önemlisi belki üniversiteyi kazanıp Bursa’ya gelmem oldu.

Ben Bursa’yı çok seviyorum, bir Bursa aşığıyım. Bursa’nın bütün eksilerini artılarını da iyi bilirim. Nasıl tahrip olduğunu ve tamir edileceğini de iyi bilirim. Bursa’da kazandım, Bursa’da büyüdüm, Bursa’ya yatırım yaptım. Muş’ta, Van’da, Üsküp’te, KKTC’de yaptığım hayır işleri var; ama en mutlu olduğum Namazgâh’ta yaptığım Gıyasettin Bingöl İlköğretim Okulu’dur. Böyle şeyler beni çok mutlu ediyor. Bursa’da eğitime yaptığım katkılardan dolayı çok mutluyum. Zaman zaman çok yoruldum, çok sıkıldım, çok iftiralara, yanlışlara uğradım ama pes etmedim.

14 çocuk üniversitemiz, 15 kolejimiz, 11 de kursumuz var. Üniversite ve kitapçı dükkânlarımızla beraber 41 yerde iş yerimiz var. Bünyemizde 15 bin öğrenci var. Hedefimiz bu sene üniversite ve kurslarla beraber 20 bin öğrenci. Gelecek seneki hedefimiz 30 bin öğrenci. Bursa’da özel okula veya özel eğitime giden 3 çocuktan birisi bizim kurumlarımızda ve bu 10 yıldır böyle. Hedefimizde 2 çocuktan 1’inin bizim kurumlarımızda olması var.

2004’te ‘2010’da kolej kuracağız’ dedik. 2008’de kolejimizi açtık. ‘2020’de üniversite açacağız’ dedik. Şükür ki bugün kurmuş durumdayız artık bahanemiz yok, şimdi çok çalışma zamanı. Ben eğitimi yaşıyorum ve hissediyorum. Dünyadaki üniversiteleri gezdim. Türkiye’deki önemli vakıf üniversitelerine gittim. Bizim de hedefimiz bunlar gibi bir üniversite olmak.

Bütün sorunlar eğitimsizlikten kaynaklanır. Eğitim terbiye demektir. Benim felsefeme göre ‘eğitim veren herkes iyi insan’dır. Onun için biz büyük bir iddia peşindeyiz. Diyoruz ki ‘biz insanları okutacağız ve o insanların beynini doyuracağız’. Dünyayı güzelleştirecek gençler yetiştireceğiz. Dolayısıyla bu sistemi büyütmek için temelden gelmeniz lazım. Biz ‘anaokullarımızda İngilizce’yi anadili gibi öğreteceğiz’ dedik ve bunu da başardık.

Mudanya Üniversitesinde sıcak, güvenli, gençlerin geleceğini garanti gördüğü bir sistem kurduk. Bursa’da elemana ihtiyaç var, bir potansiyel var ve bu potansiyele cevap verecek bir vakıf üniversiteleri yoktu. Şimdi biz varız, bu da sorumluluğumuzu artırıyor. Daha büyük işler yapmamız gerekiyor. Sorumluluğumuzu biliyoruz, onun için de çok iyi ekipler kuruyor, güzel şeyler hayal ediyoruz.

Ben eğitimde hiç para düşünmedim. Para arkasından geldi. Çok fakirlik içinde okudum. Bu zor şartlar insanın hayalini genişletiyor, besliyor. Çıkmak için çareler arıyorsunuz. Çok sıkıntılar yaşadım, o sıkıntılar hazineydi. Sıkıntılardan BKM çıktı, Sınav Okulları çıktı. Mudanya Üniversitesi çıktı. Bunların hepsi zenginlik. Azim, kararlılık, samimiyet, inanmak, sevgi ve dürüstlük benim yaşam rehberim oldu. Hayatımda disiplini hiç bırakmadım. Çok şeyler yaşadım, şahsi günahlarım, yanlışlarım olmuştur; ama ihanet, yanlış, yalan hayatımda hiç olmamıştır.

Bundan sonra Bursa’nın kapalı çarşısını, hanlarını, bilinmeyenlerini öğretmek istiyoruz. Buna ön ayak olmak istiyorum. Üniversiteyi şehre taşımak istiyorum. Çocuklar, Hanlar Bölgesi’nde çay-kahve içerken ecdadını düşünebilsin. Bursa’yı tanıtmak lazım. Harward Üniversitesini gezdim. Fizik laboratuvarı önünde pazar kuruluyor. Köylüler ürünlerini orada satıyor. Ben de duvar yapmayacağım, duvarsız bir üniversite olacak. Siz gidip orada piknik yapabileceksiniz, çay kahve içebileceksiniz. Dijital kütüphanelerden faydalanabileceksiniz. Misafirhaneler açacağım. Bursa’ya geldiniz, gezmek istiyorsunuz, üniversitenin misafirhanesinde kalacaksınız. Sosyal alanlar oluşturacağız. Bunu yaptığımız zaman üniversitemiz Bursa ile içi içe olacak. Bunları anlattığım zaman çok önemli insanlar destek oluyor. Herkes çok mutlu oldu; demek ki Bursa’da bu bir ihtiyaçmış. Bu ihtiyacı karşılamak şükür ki, bana da nasip oldu."